12 Mart 2012 Pazartesi

Bir Yaz Gecesi Rüyası






Kitabın sonundan başlamak gibi olmasın ama hakikaten rüya gibiydi.


“Biz gölgeler, kusur işlediysek eğer,
Şöyle düşünün ve bizi hoş görün:
Bu hayaller görünürken sahnemizde,
Siz de biraz kestirdiniz yerinizde.
Diyelim ki cılız ve anlamsızdı konumuz,
Ama rüyada geçmedi mi oyunumuz?”


Okuduğum bu oyunu üniversitede tiyatro topluluğumuz sahnelediğinde izlemiştim ve ne yalan söyleyeyim oyuncuları işini ciddiye almamakla suçlayıp beğenmemiştim. Ama replikler ilgimi çekmiş tam okumalık senaryo demiştim. Bu zamana kısmetmiş. Öyle eğlenceli ve bir o kadar da romantikti ki geciktirdiğim için kızdım kendime. Metroda bir anda gülmeye başladım. Baktım ben durağı kaçıracağım kapattım kitabı. İmge’de arkadaşım lavaboya gitti, karanlıktayım, döndüğünde telefonumun ışığına gömülmüş buldu beni. Eve gelince hoooop hepsi baştan. Rüyanın içine girdim ve kitabı baştan sona sesli bitirdim. Kısacık ama, isterseniz bir gecede isterseniz yaya yaya bir ayda. Biter bitmez başa döndüm tekrar okudum J


“Kader dizginleri aldı yine desene:


Şimdi anlaşıldı neden, doğru yolda bir kişiye,


Yoldan sapan bir milyon kişi düşüyor yeryüzünde.”


Cümlelerin altını çizmeyi sevdim bu kitap sayesinde. Romantik komedi diyorum ama siz bakmayın. Canınız şimdi ne istiyorsa önce bunu okuyun. İçinde her şey var zaten.





Shakespeare Üzerine


Farklı bakış açılarıyla olan karşılaşmalarım her zaman için hayatımın en inanılmaz anları olacaklardır. O anda duyduğum heyecanı bir de aşk tattırıyor bana, o kadar. Şimdi Shakespeare değil de kitabın diğer kahramanı, oyunu yayına hazırlayan editörden bahsedeyim. Kitabın başında Shakespeare’i tanıtırken sadece bir soruyu ele almış: Shakespeare’in ne denli büyük olduğu değil, ne denli ünlü olduğu gerçeği. Ben tiyatroyu çok seven fakat imkânsızlıklardan ötürü mahrum kalan biri olarak Shakespeare’in yüceliğini merak etmişimdir her zaman. Gittiğim birkaç oyununda da kendisine saygı duymuş ve onu bolca alkışlamışımdır. Ama içten içe ‘ee ne oldu şimdi’ sorusunu sormuşumdur kendime. Daha görmediğim bir dolu oyunu var, kendini onlara sakla Sümeyye demişimdir hep, hala da derim. Shakespeare hakkında kesin bir hükme varacağımı sanmayın. Önyargılı biri değilimdir. Ama tiyatronun ustasının sorgulanması hoşuma gitti. Ağzımda bıraktığı buruk bir tat vardı belki kendime bile itiraf edemediğim. (Ulan herkes Shakespeare diye ölüyor sen adamın dediğini mi anlamıyorsun!) Ortaya çıktı hayırlı olsun.


Bol soru işaretli bir paragraftı bu okuduğunuz. Ve bu soru işaretlerini aklımın ipine takan editöre teşekkür ediyorum.